24 Haziran 2012 Pazar


Bazı sıkıntılar buz dolabından gelen ve kesildiği ana kadar varlığını fark edemediğimiz ve sustuğunda rahatladığımız uğultu gibi. Hani olur ya bazı dertleriniz vardır, sizi ne kadar sıktığını ancak her şey bittiğindeki rahatlığı hissettiğinizde anlarsınız. Bir şey içinizi sıkar, saatlerce başınız ağrır ama bu duruma öyle alışmışsınızdır ki buz dolabındaki o uğultu susmadan tüm bu baş ağrısının sebebini kavrayamazsınız. Bazı dertlerin ne olduğu ancak bittiğinde anlaşılır. Aslına bakarsanız benim içimi sıkan dertlerin çoğu da ancak halledildiğinde ya da kendi kendine zamanla asimile olduğunda fark edilen cinsten. Bazen içim sıkılıyor, sebepsiz yere hayattan soğuyorum. Bu durum bazen haftalar sürüyor, bazen bir kaç saat sıkıntımı atabilmeme yetiyor. Ama bu kontrolsüzlük bu sebepsizlik insanı çok yoruyor.

Misal; bir şeyler üzerimde stres yaptı diyelim ben bunu son ana kadar fark edemiyorum. Ne zaman ki gece yattığım yerde baş parmağım seyiriyor, ne zaman ki tırnağımı yerken parmağım kanıyor, ne zaman ki elimi saçıma attığımda bir tutam saç elimde kalıyor ve ne zaman ki gün içinde durup “şu an ne giydim, şu an üstümde ne var” gibi bir soruyu montumun fermuarını açmadan cevaplayamayacak kadar hayattan ve kendimden kopmuş oluyorum işte öyle zamanlarda anlıyorum ki gene bir buz dolabbı uğultusu var hayatımda. Ancak bir derdi çözmek bir yana, onun ne olduğunu bulmaya çalışmak insanı çok yoruyor. Hele ki aslında bir derdiniz olmadığını fark ettiğiniz andaki boşluk hissi, her şeyi anlamsızlaştırıyor. İnsanın moralini etkileyecek bir şeyin aslen değersiz olduğunu anladığı an mutlu edecek tüm o ayrıntılar da anlamsızlaşıyor bir anda.

2 yorum:

  1. tarif ettiğin şeyi tam yaşamıştım, ilkin lisedeyken. bazen kendini geri çekmekle alakalı galiba. kendine koyduğun engellerle alakalı olduğunu görüyorum benim bu tarz sıkıntılarımın. aniden geçince, uzun süredir orda olduğunu fark ettiğim baş ağrımı hatırlarım. biraz mükemmeliyetçilikten belki.. biraz da süperego gibi bişiyden... biraz da engel olamadığın, değişmeyen şeylerden oluyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. saydığın üç sebepten üçüne de katılıyorum. ama en az etkileyeni engelleyemediğim değişimler sanırım. zaten canımı sıkan da bu oluyor genelde. canımı sıkan bir değişim olmamasına rağmen canımın sıkılmaması. sanırım mutluluk için sebep ararken mutsuzluk için buluyoruz.

      Sil