28 Mayıs 2012 Pazartesi

Bir düşün, hayal et

Bir düşün, hayal et: İki yaşında bir sokak köpeği, sert görünüşlü ama aslen öyle değil, geceleri onlarca kez kavga etmiş, aç kalmış, çoğu insan itelemiş kovalamış, okşayıp sevenler de otuz saniye sonra başına son kez yumuşakça iki kere dokunup mutlu mesut hayatına geri dönmüş. Ondan nefret eden insanlar döverek ya da iteleyerek kendi hınçlarını, onu seven insanlar ise bir kaç saniye başını okşayarak kendi merhametlerini körüklemiş. Gördüğü tüm insanlar ya acıyarak bakmışlar ona, ya da nefret ederek. Anne sütü emdiği son günden beri uzun süredir boğazından temiz bir lokma geçmemiş. Kışın ortasında aç, yazın sıcağında susuz kalmış. Ona rağmen, tüm o yaşadıklarına rağmen bakışlarındaki o masum his hiçbir zaman nefrete dönüşmemiş. Alttan alttan utangaç bakışlarındaki hüzün hiç silinmemiş. Yaşadığı onca zor şeye rağmen nefretle değil, merhametle doldurmaya çalışmış içinde oluşan sevgisizlik temelli boşluğu.

Bir düşün, hayal et: Sonra sen geliyorsun, kışın soğuğun ortasında köpeği kucaklayıp arabana alıyorsun. Önce şaşkın nereye götürdüğünü tahmin etmeye çalışıyor, bu sürpriz onu biraz korkutuyor. Çünkü sürpriz kelimesini hep kötü bir şey olarak algılıyor, hayatında yaşadığı tüm sürprizler kötü sürprizler olduğu için. Eve getiriyorsun, önce duşa sokup yıkıyorsun, az biraz korkuyor hala. Sonra onu evde bırakıp pet shop’tan pahalı leziz köpek mamaları, vitaminler, oyuncaklar alıyorsun. Seni evde bekliyor, salonda şaşkın şaşkın etrafına bakarken anahtar sesinle irkiliyor. Gelip başını okşuyorsun, rahatlıyor, besliyorsun. Tüm gece televizyon izlerken eş zamanlı olarak onunla konuşuyorsun. Anlamaya çalışıyor, kafasını sağlı sollu çevirip, kulaklarını dikiyor. İçindeki kuşku sen konuştukça, sakin ses tonunla kulaklarını okşadıkça, gelecekle ilgili huzur dolu beklentilere dönüşüyor. Ve gece yatmadan kucaklıyorsun, yatakta yanına alıyorsun birlikte uyuorsunuz. Bir düşünsene; her gece, ertesi sabahı görüp görmeyeceğini bilemeyen bir hayvan, açlıktan mı soğuktan mı, kavgadan mı, belediye işçilerinden mi ya da sarhoş sürücülerden mi, ölümünün nereden ve ne zaman geleceğini bilemeyen, diken üstünde yaşayan bir hayvan bu gece sayende huzurla sıcacık bir yatakta uyuyor. Sana duyduğu merhameti ve şükranı bir düşünsene. Müteşekkir bakışlarını ve bunun sende yaratacağı huzur etkisini bir hayal etsene…

0 yorum:

Yorum Gönder