20 Mayıs 2012 Pazar


Eskiden aşkın iki mutsuzluk arasında geçen harika zaman aralığı olduğunu düşünürdüm. Şimdi aşık değilim ama mutluyum. Üstelik aşık olmadığım için mutluyum. Şimdi anlıyorum ki aşk her zaman mutluluğu getirmiyor. Kısa vadede getirse de uzun vadede aşkın getirisini hepimiz biliyoruz. Sadece ne kadar sürdüğü kişisine göre değişiyor.

Aşkı mutluluk, yalnızlığı ise mutsuzlukla özdeşleştirirdim hep. Şimdi ise aşık da değilim mutsuz da, hem yalnızım hem mutlu. Mutsuzluk, mutlu olmak için sebep ararken karşımıza çıkıyor. Onun için belki de mutlu olmak için sebep aramak yerine azıyla yetinmeyi bilmeli.
Neden bilmiyorum ama mutluyken, daha fazla mutlu olmak için sebepler arayıp mutsuz oluyoruz, mutsuzken ise bu durumu değiştirip mutlu olmaya çalıştıkça daha da mutsuzlaşıyoruz, sahip olamadıklarımıza odaklandığımız için.

İki duygu halini de doyasıya yaşamış biri olarak, şahsi fikrim azıyla yetinmeyi öğrenmekten yana. Sürekli daha fazla mutluluk aramak ile mutsuzluğa anlam katmaya çalışıp bundan zevk almaya çalışmak aynı kapıya çıkıyor. Kısaca demem odur ki mutluluğa sebep ararken mutsuz oluyoruz, bence en gerçek mutluluk sebepsiz mutluluk. Sebepsizlik bağımsızlık demek. Ve dışa bağımsızlık içe özgürlüğü getirebiliyor, böylece siz de nasıl isterseniz öyle bakabiliyorsunuz hayata. Ruh halinizle ilgili bahaneler üretmeye gerek kalmıyor böylelikle.

0 yorum:

Yorum Gönder